Türkiye’de Sınıf Mücadelesinin Son Kırk Yılı

$11.00

Son kırk yılın Türkiye’sinde yaşanan mücadeleler ve sorunlar, elbette kapitalizmin olduğu her yerdekine benzer süreçler seyrediyor ve benzer şekillerde sonuçlanıyor. Farklı ülkelerin sermaye grupları, devlet şirketinin patronlarıyla birlikte örgütlü bir biçimde sömürüsünü sürdürürken, tarihten ders çıkarmayı ihmal etmiyor: Her fırsatta yeni önlemler alarak ve yeni sömürü teknikleri geliştirerek bir yandan işçilerin örgütlenmesini engelliyor, diğer yandan işçilerin sistemle daha barışık ve daha verimli çalışacak bireyler haline gelmelerine ortam hazırlıyor. Bütün bunlar örgütsüz mücadelenin mümkün olamayacağını açıkça gösteriyor. Anlık reflekslerle hareket eden, sınıf bilinci kazanamamış ve örgütlenerek mücadelenin sürekliliğini sağlayamamış işçilerce verilen mücadeleler en nihayetinde kayıpla sonuçlanıyor; ama yine de işçiler bu mücadelelerden pek çok şey öğrenebiliyor. Bu işçiler bugünün devrimcileri olduklarında ve geleceğin devrimcilerine tecrübelerini miras bıraktıklarında aşağıda naklettiğimiz vahşetin son bulacağını düşünüyoruz. Bunun gerçekleşebilmesinin birincil koşulu ise gerçek sınıf sendikalarında örgütlenerek ve mücadele hatıralarının sistemli aktarımını sağlayarak, aynı hataları tekrar tekrar yapmaktan kurtulmaktır. Sömürü düzenine karşı devrimci mücadelenin hafızası komünist partidir. Hafızaya sahip olamayan kitleler tarihin tekerrürüne mahkum olurlar.

Bu yazıda Türkiye örneğini iki ana başlık altında ele alıyoruz: 80’li ve 90’lı yıllar, ve 2000’li yıllar. Her bir başlıkta kısaca dönemin siyasi arka planı ele alınıp asıl konuya, sınıf mücadelelerine geçiliyor. Ulaşılabilen kaynakların ışığında çoğunlukla kitlesel direnişlerin süreçlerinin anlatıldığı yazıda, bazı kitlesel olmayan ama bir şekilde geniş kitlelere ulaşabilmiş veya özgün karakteristik özelliklere sahip direnişlere de kısaca değiniliyor. Tabii ki burada bahsi geçenler dışında pek çok direniş mevcut. Metnin yazılma amacı şu anki Türkiye işçi sınıfının durumunu kavrayıp, çıkarılan derslerle yarının mücadele ortamının güçlenmesine katkı sunmak ve Türkiye işçilerinin yakın dönemdeki deneyimlerini dünya işçi sınıfıyla paylaşmak olduğundan 2000’li yıllardaki mücadelelere ağırlık verildi. Verilerin büyük çoğunluğu ulusal ve uluslararası istatistik kurumlarından ve devlet kurumlarından sağlandı. Bunun dışında kaynak olarak bağımsız araştırmacıların verileri ile akademik makaleler; sendika, dernek ve meslek odası verileri ve haber metinleri kullanıldı.

SKU: 92vzr9 Category:

Description

Son kırk yılın Türkiye’sinde yaşanan mücadeleler ve sorunlar, elbette kapitalizmin olduğu her yerdekine benzer süreçler seyrediyor ve benzer şekillerde sonuçlanıyor. Farklı ülkelerin sermaye grupları, devlet şirketinin patronlarıyla birlikte örgütlü bir biçimde sömürüsünü sürdürürken, tarihten ders çıkarmayı ihmal etmiyor: Her fırsatta yeni önlemler alarak ve yeni sömürü teknikleri geliştirerek bir yandan işçilerin örgütlenmesini engelliyor, diğer yandan işçilerin sistemle daha barışık ve daha verimli çalışacak bireyler haline gelmelerine ortam hazırlıyor. Bütün bunlar örgütsüz mücadelenin mümkün olamayacağını açıkça gösteriyor. Anlık reflekslerle hareket eden, sınıf bilinci kazanamamış ve örgütlenerek mücadelenin sürekliliğini sağlayamamış işçilerce verilen mücadeleler en nihayetinde kayıpla sonuçlanıyor; ama yine de işçiler bu mücadelelerden pek çok şey öğrenebiliyor. Bu işçiler bugünün devrimcileri olduklarında ve geleceğin devrimcilerine tecrübelerini miras bıraktıklarında aşağıda naklettiğimiz vahşetin son bulacağını düşünüyoruz. Bunun gerçekleşebilmesinin birincil koşulu ise gerçek sınıf sendikalarında örgütlenerek ve mücadele hatıralarının sistemli aktarımını sağlayarak, aynı hataları tekrar tekrar yapmaktan kurtulmaktır. Sömürü düzenine karşı devrimci mücadelenin hafızası komünist partidir. Hafızaya sahip olamayan kitleler tarihin tekerrürüne mahkum olurlar.

Bu yazıda Türkiye örneğini iki ana başlık altında ele alıyoruz: 80’li ve 90’lı yıllar, ve 2000’li yıllar. Her bir başlıkta kısaca dönemin siyasi arka planı ele alınıp asıl konuya, sınıf mücadelelerine geçiliyor. Ulaşılabilen kaynakların ışığında çoğunlukla kitlesel direnişlerin süreçlerinin anlatıldığı yazıda, bazı kitlesel olmayan ama bir şekilde geniş kitlelere ulaşabilmiş veya özgün karakteristik özelliklere sahip direnişlere de kısaca değiniliyor. Tabii ki burada bahsi geçenler dışında pek çok direniş mevcut. Metnin yazılma amacı şu anki Türkiye işçi sınıfının durumunu kavrayıp, çıkarılan derslerle yarının mücadele ortamının güçlenmesine katkı sunmak ve Türkiye işçilerinin yakın dönemdeki deneyimlerini dünya işçi sınıfıyla paylaşmak olduğundan 2000’li yıllardaki mücadelelere ağırlık verildi. Verilerin büyük çoğunluğu ulusal ve uluslararası istatistik kurumlarından ve devlet kurumlarından sağlandı. Bunun dışında kaynak olarak bağımsız araştırmacıların verileri ile akademik makaleler; sendika, dernek ve meslek odası verileri ve haber metinleri kullanıldı.

Additional information

Weight 0.121 kg
Language